Cem Garipoğlu teslim oldu. İfadesini verdi. Cinayetten sonra yaşananları da kendi ağzından anlattı. Nasıl kaçtığının söyledi. Abone olCem Garipoğlu teslim oldu. Münevver Karabulut'u "kıskançlık" nedeniyle öldürdüğünü söyledi. 7 ay boyunca saklandığı evde her sabah Mesut Yar'ı izlediğini söyleyen Garipoğlu "Münevver'in ailesine çok üzüldüm" de dedi.
CİNAYETE NEDEN OLAN MESAJLAR Münevver Karabulut’un cesedinin bulunduğu gün bir cep telefonu numarasına 8 kez mesaj gönderdiği ortaya çıkmıştı. İddiaya göre Münevver Karabulut, İstanbul’a gelen teğmen C.Y.C.’ye ”Bir kahv
Silis kumu e içelim mi?“ diye mesaj attı. Münevver de bu mesaja “Geleceğimi sanmıyorum” diye cevap verdi. Telefon numarası Ankara’da görevli teğmen C.Y.C’ye ait çıkarken, baba Süreyya Karabulut, kızının C.Y.C ile Ayvalık Sarımsaklı’dan arkadaş olduğunu ve kendisinin bunu bildiğini söylemişti.
Ancak teslim edildiğinde polislerle sohbet eden katil zanlısı, sürekli ağlıyor ve titriyordu. Sinir krizleri de geçiren Cem Garipoğlu’nun polise şunları anlattığı öğrenildi: “Çok pişmanım. Keşke ben ölseydim. Bir anlık bir olaydı. Keşke onu geri getirebilsem.”
Anneme ‘Bizi yalnız bırak’ dedim
“Olay günü Münevver Karabulut’u okuldan almadan önce Bahçeşehir’deki evimizde bulunan annemi aradım. ’Kız arkadaşımla geliyorum. Evden ayrıl, bizi yalnız bırak’ dedim.”
Önce ‘Teğmeni tanımıyorum’ dedi
CİNAYETTEN SONRA NE OLDU? Nerede kaldığı sorulan Garipoğlu, tanımadığı birinin evinde kaldığını, yemekleri ara sıra bir kişinin getirdiğini söyledi. Garipoğlu'nun şunları söylediği öğrenildi: "Kıskançlık duygularıyla işlediğim cinayetin ardından babamla kafeye gittik. Babam beni o kafede bıraktı. Sonra babamın bir arkadaşı geldi. Benimle hiç konuşmadı. Uzaktan eliyle beni çağırdı. Şokta olduğum için arabanın modelini ve rengini hatırlamıyorum. Beni arabaya aldı arka koltuğa yatırdı. Üzerimi bir örtüyle örttü. 3-5 saat yol gittik. Daha sonra tek katlı bahçeli bir evin önünde durduk. Beraber içeriye girdik. Beni götüren adam oradan ayrıldı. Kim olduğunu bilmiyorum. Babamın arkadaşı olduğunu biliyorum. Hep bu evde kaldım. 10 günde bir bana malzeme (gıda ve elbise) getiriyorlardı. Getirenleri tanımıyordum. Kapıyı çalıp malzemeleri bırakıp gidiyorlardı. Ben de kapıdan alıyordum. Evden dışarı hiç çıkmadım."
Kategori : GÜNCEL