KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ı kabul eden Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs sorununun çözümü için yürütülen müzakerlerle ilgili 'Kıbrıs Türkleri'nin hiçbir zaman azınlık ollamyacağını belirterek müzakere süreci için şart koştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kıbrıs sorunun çözümü için yürütülen müzakere sürecinde KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ı desteklediklerini belirterek, "Müzakere sürecinin ucu açık olamaz, bir takvimi olması gerekir" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Çankaya Köşkü'nde başbaşa ve heyetlerarası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye için Kıbrıs meselesinin önemi ve önceliğinin bilindiğini belirterek, "Bu çerçevede Sayın Talat'ı Türkiye'de bir kez daha ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim" diye konuştu.
Talat ile geniş bir şekilde Kıbrıs'ta yürüttükleri müzakerelerle ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını ve Talat'ı kendilerini bilgilendirdiğini vurgulayan Gül, "Biz, Sayın Talat'ı bu müzakerelerde desteklediğimizi ta başından ilan ettik" şeklinde konuştu. Türkiye ve Kıbrıs Türk'ü, Kıbrıs sorunun barışçıl bir şekilde çözümü için elinden geleni yaptığını, 2004'deki referandum ile de bütün dünyaya ispatladığına işaret eden Gül, şunları kaydetti:
"Bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Sayın Talat'ı bu müzakerelerde destekliyoruz. Ümit ederiz ki bu müzakereler Kıbrıs sorununa bir çözüm bulur. Bu iş ciddi bir olduğuna göre bunun bir takviminin olması ve ne zaman sonuçlandırılacağının bilinmesi gerekir. Bu konu ucu açık olamaz. Onun için bizim bu yılın sonunda bu müzakerelerin neticelendirilmesi ve neticede 2004 yılında olduğu gibi her iki tarafın halkının onayına sunulmasıdır. Müzakerelerin bu yılın sonuna neticelenmes en uygun bakıcı i
pek mümkün görünmüyor. Ama 2010 yılı içerisinde, makul bir süre içerisinde bunun bitmesini arzu ediyoruz ki, bütün dünya kamuoyu da bu müzakerelerin ciddi olduğuna inansın."
Çözümün kalıcı olması gerektiğini, bunun için de BM parametrelerinin kesinlikle gözardı edilmemesini gerektiğini vurgulayan Gül, Rum yönetimin son dönemde yaptığı açıklamada tepki gösterdi. Gül, "Son dönemlerde gördüğümüz bazı söylemler bu açıdan üzüntü vericidir. Özellikle Kıbrıs Rum Yönetimi'nden gelen söylemleri kastediyorum bununla. 'Kıbrıs Federasyonunun bir evrime tabi tutulması' şeklinde düşünceler, bunlar hiç realist olmayan şeylerdir. Şu da bütün dünya kamuoyu tarafından bilinsin ki Kıbrıs
Türkleri, hiçbir zaman ada da bir azınlık statüsünde asla olmaz. Eğer ki birinin kafasında böyle bir düşünce varsa, bunun olamayacağını bilmesini isterim" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'NİN DESTEĞİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"
KKTC Cumhurbaşkanı Talat ise, sıcak karşılama ve verdiği destekten dolayı Gül'e teşekkür ederek, "Türkiye'nin desteği bizim için çok önemli. Türkiye'nin desteğiyle, çözüm için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi. "Biz gerçekten bu sorunun bu yıl içerisinde bir çözüme kavuşturulması için elimizden geleni yaptık" diyen Talat, şunları söyledi:
"Ancak Kıbrıs Rum Yönetimi sürekli olarak bundan kaçtı. Avantajlarını kullanarak hem Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerini istismar ederek, hem de uluslararası tanınmışlığını ve AB üyesi oluşunu kullanarak süreci daha uzun vadeye yayıp, kendi istediği çözümü elde etmeyi hedef yaptı. Bu nedenle de öyle görülüyor ki kısa sürede çözüm hedefi bir süre daha erteleniyor. 2009 yılı sonunda çözüm gittikçe zor hale geliyor. 2010 yılı başında bunun sağlanması, özellikle KKTC'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce
bunun sonuçlanması bizim en büyük dileğimizdir."
Müzakere süreci hakkında bilgi veren Talat, süreçte birinci turun tamamlandığı ve anlaşmazlık noktalarının iyice ortaya çıktığını ifade etti. İkinci tur kapsamında, bu anlaşmazlık noktalarını azaltmayı ve bunlar üzerinde köprü kurmaya çalışacaklarını dile getiren Talat, şöyle devam etti:
"Bu ikinci turda müzakereleri biraz hızlandırdık. Ancak Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tutumu nedeniyle ciddi ilerlemeler sağlayamadık. Ancak süreç olgunlaştı. Olgunlaşan süreci sonuçlandırmak, bundan sonraki dönemde daha kolay olabilir ancak yeter ki iyi niyet olsun. Yeter ki, Kıbrıs Rum tarafı Kıbrıslı Türklerle eşit iki ortak olacağını hazmetsin. Hazmederse, olgunlaşan müzakere sürecinin ortaya çıkardığı gerçekleri değerlendirerek, kısa sürede çözüme sağlayabileceğimiz mümkün olabilecektir. Bu süreçte
Türkiye ile istişare içindeyiz. Türkiye, hem siyasi hem de teknik destek vermektedir."
"YENİ BİR YOL HARİTASI ÇİZMEDİK"
Talat, bir gazetecinin sürece ilişkin yeni bir yol haritası çizilip çizilmediğine yönelik sorusuna, "Yeni bir yol haritası çizmedik. Böyle bir şey yok. Biz müzakere sürecinin geldiği aşamayı değerlendirdik. Hemen her aşamada Türkiye ile istişare yapıyoruz ve politikalarımızı belirliyoruz. Dün ve bugün yapılan görüşmelerde gelinen aşamaya değerlendik" karşılığını verdi.
Müzakere sürecinde gerçekten bir takvime ihtiyaç olduğuna işaret eden Talat, şunları kaydetti:
"Sonsuza kadar müzakere süremez. Sonsuzu bırakın uzunca bir sürede süremez. Çok uzun sürerse haliyle tıkanıklıklar ortaya çıkar ve bunlar aşılamaz. Hem takvim hem de BM'nin daha aktif katılımı, bu ikisi birlikte olmalı. Eğer bu olmaz ise, ve sonuç itibariyle mesele tıkanıklığa uğrarsa ve bu süreç çökerse, elbette ki alternatiflerimiz vardır. Takdir edersiniz ki, bunları bugün tartışmamız doğru değildir. Şimdi çözüm için her şeyi yapmak istiyoruz. Ancak bu süreç çökerse alternatifsiz değiliz."
Bir gazetecinin, 'Geçen hafta Ankara'daki toplantıda 'barışı zorlama stratejisi' belirlendi. Bunun altını siz nasıl dolduruyorsunuz?' sorusu üzerine Talat, "Türkiye, 'barışı zorlama stratejisi' zaten güdüyordu. Ama bunun yapılan çalışmayla bir kere daha teyit edilmesi aslında bugüne kadar yürüttüğümüz politikanın bir anlamda da doğrulanmasıdır. Bu süreçte önemli adımlar hep bizden geldi, barışı zorladık" diye konuştu.
"LİMANLARI AÇMAK EKONOMİK DEĞİL, SİYASİDİR"
Kıbrıs Rum Yönetimi'ne yönelik kısıtlamaların kaldırılması noktasında limanların ve havaalanlarının açılmasına ilişkin bir soru üzerine Gül, şunları söyledi:
"İzolasyonların aynı anda kaldırılması fikri bizim hala savunduğumuz bir düşüncedir. Doğrusu bu değil mi? Bunu her platformda söylüyoruz zaten. Yani tersini nasıl düşünecek siniz? Siyasi açıdan önemli, yoksa ekonomik açıdan değil, açık söylüyorum. Ekonomik açıdan biz limanları ve havaalanları açtığımızda her halde 'Türkiye ekonomisi mi büyük, Kıbrıs Rum ekonomisi mi büyük' yan yana koyarsanız kimin bundan faydalanacağını açıkça görürsünüz. Onun için her iki tarafından da bu kısıtlamaları kaldırsın
düşüncesindeyiz."
Gül ise, bir gazetecinin Suudi Arabistan'ın Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Nezar Medeni'nin ziyaretine ilişkin soruya ise, "Kendisi, Suudi Arabistan Kralı'nın mesajını getirdi" karşılığını verdi. Gül, 'Müzakereler, KKTC'deki seçimlerin sonrasına sarkarsa, siz yeni KKTC Cumhurbaşkanını da destekleyecek misiniz?' sorusuna da, "KKTC'nın gurur duyacağı en önemli şeylerden biri işleyen demokrasisidir. Oradaki halk iradesi neyse her zaman saygıyla karşılanmıştır" değerlendirmesinde bulundu.
Gül, KKTC'li bir gazetecinin, 'Türkiye bir çok açılım yaptı. Kıbrıs konusunda da böyle bir açılım yapması söz konusu olabilir mi?' sorusu üzerine, "En büyük irade 'tanıyorum' demektir, resmen tanımasıdır, orada büyükelçi bulundurmasıdır ve burada KKTC'nin büyükelçisinin bulunmasıdır. Bunun ötesinde daha büyük bir adım yok" şeklinde konuştu.
Kategori : GÜNCEL